Bize Ulaşın: +90 555 015 51 61
 

MUVAZAA DAVASI (MİRASTAN MAL KAÇIRMA DAVASI)

Av. Yaşar ÖZTÜRK

Miras bırakanın bir kısım mirasçılarından mal kaçırmak için sağlığında yaptığı tasarruflar halk arasında “Muris Muvazaası” olarak isimlendirilir. Maalesef, ülkemizde muris muvazaası işlemleri çok fazla sayıda yapılmakta ve bu şekilde yasal mirasçılar miras haklarından mahrum edilmeye çalışılmaktadır. İlgili yasal mevzuatımızda mirasçılardan mal kaçırma işlemleri bir kısım koşulların bulunması halinde dava ile iptal edilebilmekte ve bu sayede mirasçılar ellerinden hukuka aykırı şekilde alınan miras haklarına ve miraslara kavuşabilmektedir.

Muvazaa, hukuki sonuç doğuracak bir hukuki işlemde; görünüşte geçerli olmasına rağmen hukuki işlemin taraflarının üçüncü kişileri aldatmak amacı ile gerçek iradelerine uymayan kendi aralarında hüküm ifade etmeyen bir hukuki işlemi bilerek ve isteyerek yapmak konusunda anlaşmalarıdır.

İlgili hukuki mevzuatımıza göre;  Bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır”.

NİSPİ MUVAZAA VE MUTLAK MUVAZAA

Üçüncü kişileri aldatmak maksadıyla taraflar arasında yapılan muvazaalı işlemler “Nispi Muvazaalı İşlemler” ve “Mutlak Muvazaalı İşlemler olarak ikiye ayrılır. Muvazaalı işlem ile  görünürdeki tasarruf işleminden başka bir işlem amaçlanıyorsa; görünürdeki işlem ile amaçlanan işlemin aynı şekil kurallarına tabi olup-olmadığına bakılarak hukuki inceleme yapılır.

MURİS MUVAZAASININ UNSURLARI VE DELİLLER

En sık rastladığımız muvazaa türlerinden biri olan Muris Muvazaası’nda; Görünüşte gerçek iradeye(amaca) uygun olmayan hukuki işlem, tarafların muvazaa konusunda gizli olarak anlaşmaları, mirasçıları aldatmak ve mirasçılardan mal kaçırmak amacı unsurları vardır.

Mirastan Mal Kaçırmada; mirasçılardan malını kaçırma amacında olan kişi, mirasçısını miras hakkının tamamından veya bir kısmından mahrum bırakma amacıyla, muvazaanın diğer tarafı olan kişiye karşılıksız kazandırma yapmak için, karşılıksız kazandırmaları satış ve ölünceye kadar bakma işlemi gibi göstererek gerçek iradesini saklamaktadır. Bu tip işlemlerde miras bırakanın temel amacı; söz konusu muvazaalı olarak devrettiği mallardaki mirasçılarını miras hakkının tamamından mahrum bırakmak ve saklı paylı mirasçıların saklı paylarını almalarını engellemektir. Miras bırakan bu amacına ulaşabilmek için de, gerçekte bağışlamak istediği malını satış bedeli karşılığında devretmiş gibi göstererek, mirasçılarının ileride dava açmasını engellemektir.

Miras bırakanın gerçek iradesinin araştırılması noktasında birden çok ölçüt vardır. Tanık delili, murisin ve miras bırakanın ekonomik durumu, aile ilişkileri, bölgenin gelenekleri, psikolojik nedenler, terekeden satış parasının çıkıp çıkmadığı, satış bedeli ile taşınmazın gerçek değeri arasındaki fark bu ölçütlerden bazılarıdır.  Muris muvazaası davalarında temlikin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yapıldığı, asıl amacın bağış olduğu, miras bırakanın mallarını satmaya gereksiniminin bulunmadığı; taşınmazın devredildiği üçüncü kişinin  taşınmazı alım gücünün bulunmadığı;  murisin taşınmazı satmak için geçerli nedenlerinin bulunmadığı ve diğer hususların kanıtlanması gerekmektedir.  

Miras bırakanın, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin karşılığında yapılan temlikin muvazaalı olup olmadığı araştırılırken sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumunun, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan malvarlığının miktarı, temlik edilen malın tüm mameleke oranı ve bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgiler göz önünde tutulmalıdır

Muris muvazaası davasının temel amacı, miras bırakanın mirasçılardan mal kaçırma amacının olup olmadığının tespit edilmesidir. Tespitin sağlıklı yapılabilmesi için mevcut verilerin ve eldeki olguların çok iyi değerlendirilmesi gerekir. Ülke ve yörenin gelenekleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta makul bir nedeninin olup olmadığı, davalı yanın alış gücü, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki ilişki gibi olgular dikkate alınarak değerlendirme yapılmalıdır.   Yapılan temlikte, akitte gösterilen bedel ile gerçek bedel arasında her ne kadar fahiş bir fark var ise de bu husus tek başına muvazaanın kanıtı olamaz.

Satışa konu edilen bir malın devrinin bir bedel karşılığında olması gerektiği kuşkusuzdur. Ancak, satışa konu malın karşılığının mutlaka para olması gerekmez, diğer bir ifadeyle bu karşılık mal veya hizmet olarak da verilebilir. böyle bir durumun varlığı halinde tapu iptal ve tescil davası reddedilir.

MURİS MUVAZAASI DAVASINI AÇMA HAKKI OLAN KİŞİLER

Miras hakkı ellerinden alınan her mirasçı muris muvazaası davasını açabilir. Saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı ihlal edilen tüm mirasçılar, muris muvazaası hukuki sebebine dayanarak dava açabilirler.

Mirasçı sadece kendi miras hissesi için dava açtığı takdirde; diğer mirasçılar bu davanın sonucunda verilmesi muhtemel Tapu İptali ve Tescili Kararı ile hak sahibi olamazlar.

Muris Muvazaası Nedeniyle Tapu İptali ve Tescili Talepli Davayı yasal mirasçılar, lehlerine vasiyet edilenler ve evlatlıklar da açabilme hakkına sahiptir.

MURİS MUVAAASI DAVASININ GÖRÜLMESİ TEREKEYE TEMSİLCİ ATANMASI DAVASI AÇILMASININ GEREKMESİ

Miras bırakanın ölüm tarihi itibariyle terekesi elbirliği mülkiyetine tabidir. Mirasçılardan birisinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde tüm mirasçıların muvafakatlerinin sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği   tartışmasızdır. Bilindiği üzere; elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet, yasa veya yasada belirtilen sözleşmeler uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olma durumudur.

Bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne var ki, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının (onaylarının) alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği kabul edilmiştir (11.10.1982 tarihli 1982/3-2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı).

Muris Muvazaası nedeniyle açılacak ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması hata-hile-gabin vs. gibi davaların görülebilmesi için; bu davanın yanı sıra Terekeye Temsilci Atanması Davası’nın da açılması gerekir.

MAL KAÇIRMA DAVASINDA ZAMANAŞIMI

Muris muvazaası davaları, murisin vefatından sonra açılabilen davalardandır. Muris muvazaası davaları zamanaşımı tabi değildir.

MİRASTAN MAL KAÇIRMA (MURİS MUVAZAASI) DAVASININ SONUÇLARI

Muris muvazaası nedeniyle açılacak Tapu İptali Ve Tescili talepli davalarında yapılacak yargılama sonucunda davacı tarafından ileri sürülen muvazaanın varlığı konusundaki iddiaların hukuka uygun olarak şek ve şüpheye mahal vermeyecek şekilde davacı tarafından ispatlaması halinde; tapuda daha önce muris tarafından yapılan devir işleminin iptaline, taleple sınırlı olmak üzere karar verilerek, dava açan mirasçılar, miras konusu taşınmaz üzerinde hak sahibi olacaklardır.

Muris Muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescili davası, gayrimenkul hukukunu ve aynı zamanda miras hukukunu ilgilendiren bir dava olması nedeniyle davanın açılması ve takibi konularında konusunda tecrübeli bir avukattan hukuki yardım alınmasında, telafisi mümkün olmayacak zararlara duçar olunmasının engellenmesi açısından fayda vardır.

Siz de hukuki sorunlarınızla ilgili olarak Avukat Yaşar Öztürk Hukuk & Danışmanlık Bürosu’nun alanında uzman avukatlarına, Türkiye’nin her yerinden ve yurt dışından 0555 015 51 61 telefonla iletişime geçerek, [email protected] e-mail adresi üzerinden, 0555 015 51 61 numaralı telefonla WhatsApp üzerinden yazışma ile veya hukuk büromuza gelerek yüz yüze görüşme yaparak danışabilirsiniz.

Web Sitesi Hukuki Uyarı Metni
Bu sitede bulunan her türlü bilgi, yazı ve yapılan açıklamalar bilgilendirme amaçlıdır. Reklam amacı taşımaz. Bu nedenle, haksız rekabet yaratıldığı şeklinde algılanmamalı ve yorumlanmamalıdır. Ziyaretçiler ve Müvekkillerin, Sitede yayımda olan bilgiler nedeniyle zarara uğradıkları iddiası bakımından Hukuk Büromuz herhangi bir sorumluluk kabul etmemektedir. Kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz.