Bize Ulaşın: +90 555 015 51 61
 

TAHLİYE TAAHHÜDÜ NEDENİYLE TAHLİYE DAVASI

Av. Yaşar ÖZTÜRK

TAHLİYE TAAHHÜTNAMESİ NEDİR?

Kira akdinin kiracı ile kiraya veren arasında başlaması ve kiralananın kiracıya kullanıma uygun halde teslim edilmesinden sonra, kiracının kiralananı belli bir tarihte tahliye edeceğini beyan ve taahhüt ettiği taahhütnameye “Tahliye Taahhütnamesi” denir. 

Tahliye Taahhütnamesi ile belirlenen tarihte kiracının tahliye edilebileceği hususu Türk Borçlar Kanunu’nda madde 352/I’de düzenlenmiştir.

TAHLİYE TAAHHÜTNAMESİNE DAYANARAK TAHLİYE 

Kiralanan, taahhüt edilen tarihte tahliye edilmez ise, kiraya veren, bir ay içinde icraya başvurmak veya dava açmak suretiyle tahliye taahhütnamesine dayanarak tahliye yoluna gidebilir.

Kira sözleşmesinin kurulmasından önce veya kurulduğu anda, kircı tarafından verilen tahliye taahhütlerinin geçerli olmadığı 04.10.1994 tarihli 28 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğidir.

 

TAHLİYE TAAHHÜTNAMESİ DAVALARINDA DAVA HAKKI VE HUSUMET

Kiracı sayısının birden fazla olması halinde, tahliye taahhüdünün kiracıların tamamı tarafından verilmesi ve açılacak tahliye davasının da kiracıların tamamına husumet yöneltilerek açılması gerekir.

Tahliye taahhüdünü alan kiraya verenin daha sonra ölümünün vuku bulması halinde, tahliye taahhüdünden kaynaklanan dava açma hakkı kiraya verenin mirasçılarına geçer.  İştirak halindeki mülkiyete konu kiraya verilene ilişkin tahliye taahhüdüne ilişkin takip yapılması veya dava açılması için bütün mirasçıların birlikte hareket etmesi gerekir. 

 

TAHLİYE TAAHHÜTNAMESİNİN GEÇERLİ OLMASI İÇİN ŞEKİL ŞARTLARI

Tahliye Taahhüdünün geçerli olabilmesi için şekil şartlarına uyularak yapılması gerekmektedir. Bu şekil şartlarını, yazılı olması, açık ve net bir tahliye taahhüdünü içermesi, tahliye edilecek tarihin belirtilmesi, kira sözleşmesi yapılıp kiralananın tesliminden sonraki tarihte yapılmış olması şeklinde sıralayabiliriz.

Kural olarak, kira akdi kurulduktan ve kiralanan mecur teslim edildikten sonra kiracının özgür iradesi ile verdiği tahliye taahhütnameleri geçerlidir.

Tahliye taahhütnamelerinin geçerli olup olmadığını bir başlık altında tek tek saymak mümkün değildir. Her olayın niteliğine göre verilen taahhütnamenin geçerli olup olmadığı belirlenir. 

 

Tahliye Taahhütnamesine ilişkin Yargıtay Dairelerinin Emsal Kararları

YARGITAY

6. HUKUK DAİRESİ

E. 2015/9295

K. 2016/4040

T. 23.5.2016 tarihli itirazın iptali ve tahliye davasına konu kararında,

“… Davacı, 3.12.2012 tanzim ve 15.10.2014 tahliye tarihli adi yazılı tahliye taahhüdüne dayanmış,davalı tarafça imza inkarında bulunulması üzerine .... Jandarma Kriminal Laboratuvar'ının 7.7.2015 tarihli raporu incelendiğinde; imza incelemesinin uyuşmazlık konusu olan 3.12.2012 düzenleme tarihli tahliye taahhütnamesi üzerinde değil, inceleme konusu dışında olan 15.10.2012 başlangıç tarihli kira sözleşmesi üzerinde yapılmış olduğu ve kira sözleşmesindeki imzanın davalı eli ürünü olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece uyuşmazlık konusu olan 3.12.2012 tanzim tarihli 15.10.2014 tarihinde tahliye taahhüdü bulunan belge aslı üzerinde usulüne uygun inceleme yaptırılarak uzman bilirkişiden rapor alınması gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru değildir.

Hüküm bu sebeple bozulmalıdır…”şeklinde karar vermiştir. 

 

T.C.

YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

E. 2017/5164

K. 2019/3228

T. 13.3.2019 tarihli itirazın iptali davasına konu kararında,

“… Dava, itirazın iptaline ilişkin olup, davacı, davalının da hisse sahibi olduğu bir binayı tapudan devraldığını, bir gün öncesinde ise davalının, binadaki tüm kiracıların belli bir tarihe kadar taşınmazı tahliye edecekleri konusunda taahhütname imzaladığını, taahhütnameye tahliyenin gerçekleşmemesi ihtimaline binaen bir ceza-i şart maddesi koyulduğunu, binanın taahhütnamede yazılı tarihte tam olarak tahliye edilmediğini bu nedenle ceza-i şart alacağının doğduğunu iddia etmiş, davalı ise evinden ayrılmayan tek bir kiracı kaldığını, bu kiracı ile yapılan görüşmelerde kiracının davacı ile görüştüğünü ve davacı tarafından kendisine mehil verildiğini söylediğini savunmuştur. Mahkemece, ceza koşulu içeren ve borçlunun durumunu ağırlaştıran bu sözleşmenin asıl sözleşme olan taşınmaz satış sözleşmesinin şekil şartına tabi olması gerektiği ve bu resmi şekil şartına uyulmadan hazırlandığından geçersiz olduğu, geçersiz sözleşmeye dayalı ceza-i şart talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Oysa ki, dava konusu taahhütname, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunun 128. (818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 110) maddesinde düzenlenen üçüncü kişinin fiilini taahhüt niteliğinde olup, geçerlilik yönünden şekle tabi değildir. Kaldı ki, söz konusu taahhütname Beyoğlu 20. Noterliği tarafından onaylanmıştır. Bu durumda, taahhütname ve ceza- i şarta ilişkin kısım geçerli olup, bu doğrultuda deliller toplanarak, tarafların esasa ilişkin iddia ve savunmaları üzerinde durulmak suretiyle değerlendirme yapılıp hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanlış değerlendirme ve eksik incelemeyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir…”

 

T.C.

YARGITAY

8. HUKUK DAİRESİ

E. 2017/4042

K. 2017/14041

T. 30.10.2017 tarihli tahliye taahhütnamesinden kaynaklanan itirazın iptali ve tahliye davasına konu kararında,

“… Dava, tahliye taahhüdü nedeni ile yapılan takibe itirazın kaldırılması istemine ilişkindir.

Davacı vekili tarafından süresi içerisinde takip yapılarak davalıya örnek 14 ödeme emri tebliğ edilmiştir. Borçlu süresi içerisinde takibe, taraflar arasında aynı taşınmaza yönelik meni müdahale davasının olduğu ayrıca alacaklı ile aralarında kira sözleşmesi bulunmadığı sebepleri ile itiraz edilmiştir. Takibe dayanak tahliye taahhütnamesi noterde düzenlenmiş olup taahhütname içeriğinden davalının davaya konu taşınmazda kiracı olduğunu beyan ettiği anlaşılmaktadır. Davalının bu durumun aksini aynı nitelikte belge ile ispatlaması gerekir. Ayrıca taraflar arasında görülen Asliye Hukuk Mahkemesinde devam etmekte olan meni müdahale davasının bu davayı etkileyen bir yönü yoktur. Bu açıklamalar ışığında davanın kabulüyle tahliyeye karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir…” şeklinde karar vermiştir.

 

Kiracının tahliye taahhhüdü nedeniyle tahliyesi sürecinde hukuki prosedürler çok sıkı bir şekilde işlediğinden dolayı kanunda belirtilmiş olan sürelerin kaçırılmaması ve doğru adımlar atılması bakımından alanında uzman bir avukata danışılması önem arz etmektedir.  

Siz de hukuki sorunlarınızla ilgili olarak ÖZTÜRK HUKUK & DANIŞMANLIK BÜROSU’nun alanında uzman avukatlarına, telefonla iletişime geçerek, e-mail veya 0555 015 51 61 numaralı telefon üzerinden WhatsApp üzerinden yazışma ile veya hukuk büromuza gelerek yüz yüze görüşme yaparak danışabilirsiniz.

 

Web Sitesi Hukuki Uyarı Metni
Bu sitede bulunan her türlü bilgi, yazı ve yapılan açıklamalar bilgilendirme amaçlıdır. Reklam amacı taşımaz. Bu nedenle, haksız rekabet yaratıldığı şeklinde algılanmamalı ve yorumlanmamalıdır. Ziyaretçiler ve Müvekkillerin, Sitede yayımda olan bilgiler nedeniyle zarara uğradıkları iddiası bakımından Hukuk Büromuz herhangi bir sorumluluk kabul etmemektedir. Kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz.